14 Eylül 2019 Cumartesi

St(acı) n'aptın?

Güzel bir giriş ile geri dönüşümü yapayım isterdim fakat olaya bodoslama dalmayı tercih ediyorum. Tam da şu an. Kolay sinirlenen biri olduğumu, çevremdeki herkes bilir. Sinirlenmemek için kendimi hep çok zorlamama rağmen illaki bir yerde patlak veriyorum. Bolca şikayet edeceğim burada, güzel şeylerden de bahsedeceğim fakat bugün değil. Bir kölelikten bahsedeceğim ama stajyerlikten değil, staj yeri bulma köleliğinden.

stajyer
isim, Fransızca stagiaire
Köle*

Staj kadar başa bela bir konu daha var mı merak ediyorum. Şu staj meselesi oldum olası beni germiştir. Üniversitenin, adının zorunlu yerine formalite olması gereken stajlarından bahsediyorum. Şahsen kendilerinin faydası çok nadir görülür. Başta bir hevesle diyorsun ki "en iyi yerlere başvuracağım, çevremi, iş ağımı genişleteceğim, mezun olunca da staj yaptığım yerlerden birine başvururum-" yoook canım yavaşla! Bütün o hayalini kurduğun şirketler seni bekliyordu değil mi? İlk başvuran sen olursun zaten, rakibin de olmaz, olsa da tertemiz özgüveninle " ben ya, beni kim neden almasın" dersin. Sonra "çaaat!" diye bir ses. Gerçeklerin sesi... Arkadaşlarımın inkârlarına rağmen kendimi hep iyimser biri olarak tanımlardım. Artık çoğu zaman iyimser biriyim diyorum. Sinir krizi geçirirken de iyimser olamam ya!

Hiçbir durumda suçlu tek bir taraf olamaz. Peki bu durumda suç kimin?

1-Okul

Birçok okul gibi benim okulum da tercih döneminde kendi şişirip duranlardan. Zannediyorsun ki ben bu okulu tercih ettim ya, hayatım mükemmel olacak, tüm kapılar açılacak. Okulla ilgili çok doluyum, fazla detaya girmeyip başka bir yazıya saklamak istiyorum. İnsanları boşuna beklentiye sokmayan hiçbir okula sözüm yok. Dürüstlük her zaman kazansın! Benim şu anda mezun olmaya çalıştığım değerli, çok sevdiğim okulum staj yeri bulma sorununu çözdüklerini iddia etmişti çünkü anlaşmalı iş yerleri vardı ve hayat mükemmeldi. Ama işlerin bir de öbür yüzü var.

İş yerlerinin bir kısmı gerçekten anlaşmalı oldukları şirketler, geri kalanı ise öğrencilerin tanıdık vasıtasıyla veya ömür çürütme pahasına arayıp buldukları şirketler. Uyanık okulumuz ne yapıyor? Hemen sisteme ekliyor. Öğrenciler ne sanıyor? Okul o şirketle anlaşma yaptı sanıyor. Firmalar ne yapıyor? Çalışma hayatlarına devam ediyorlar çünkü bilinmeyen bir anlaşmaya dahil olduklarını bilmiyorlar :D Bunu farkettiklerinde de ayrılıyorlar hemen. Böylece günden güne anlaşmalı iş yerleri azalıyor. E ama öğrenci sayısı azalmıyor? Bir sürü öğrenci açıkta kalıyor benim gibi. Bazıları aynı sektörde çalışan aile yakını, tanıdık yardımıyla işlerini halledebiliyorlar. Peki benim gibilerin suçu ne? Çevremde aynı sektörden insanlar yok diye okumayayım mı ben bu bölümü? Babam Rock yıldızıysa ben de mi Rock yıldızı olayım? Üniversitedeki öğrencilerle ve onların stajlarıyla ilgilenmekle "yükümlü" olan hocalardan yardım istemeye kalkanların başına ne geldiğini o hocanın cümleleriyle anlatayım: "staj yerlerinizi kendiniz bulun, biz bulamıyoruz, bana söyleyin ben sisteme ekleyeyim, sonra açıkta kaldım diye ağlamayın"

Herkes staja başlamıştır. Senin de başlaman lazımdır yoksa dönemin uzayacaktır. Zor anında güvendiğin, sana yardım edebileceğini düşündüğün birinin yanına gidersin ve Cüneyt Arkın tekmesi yemişe dönersin.

2-İş yerleri

İş başvurusunda en az 2-3 senelik tecrübe isteyip tecrübesiz kimseyi işe almayan iş yerlerinin namını duymayan kalmamıştır diye düşünüyorum. Bu kısır döngüden çıkabilen var mı, merak ediyorum. İş yerlerinin bu tutumunun staj versiyonunda ise öğrenciden cv veya portfolyo istenir. Öğrenci bir hevesle yapar, çalışmalarını koyar, benim gibi mükemmeliyetçi kişiler çalışmalarını beğenemez ama yine de koyar çünkü öğrenciyim diye düşünür, öğrenciyim ve henüz öğreniyorum der. Elimden gelen bu sonuçta. Fakat henüz bilmiyordur ki başvuracağı yerler ütopik bir şekilde mükemmel insanı arıyorlar. Mezun biri için bunu bekleyebilirler, sonuçta herkes bir şekilde ekmeğinin peşinde. İşini ve işe alacağı kişinin verdiği maaşın karşılığını verip veremeyeceğini düşünmesi lazım. Sonuçta iş hayatında zayıflıklara yer yok. Kişisel algılamadan, profesyonel olarak davranılması lazım. Fakat ben veya herhangi bir stajyer adayı henüz mezun değiliz! Sayenizde olamama ihtimalimiz de var. Bunu belirttiğinizde "olmayıver, uzasın, mezun olunca herkes seni işe alacak mı sanıyorsun?" gibi bir tavır sergilemeleri olası. Burslu okuyan var, burssuz okuyan var. Hiçbir şekilde böyle küstahça davranma hakkı yok kimsenin. Öğrenci olabiliriz, yaşça küçük de olabiliriz. Bunların hiçbiri okulu bir dönem veya bir sene uzatmamızın sebebi olmanızı haklı kılmaz. Kibarca reddedebilirsiniz. Kimin hayatında ne önemli kimse bilemez. Azıcık saygı lütfen. Özelden öğrenci almıyoruz diyeni bile duydum ben, gülmüştüm.

Bazı şirketler hiç cevap verme zahmetine bile girmiyor. Bekleyip duruyorsun, belki cevap gelir diye. Belirsizlik insanı çok yoruyor. Staj, öğrencinin okuldaki bilgilerini pekiştirebileceği ve çalışma hayatını deneyimleyebileceği bir fırsat iken "lanet olsun yapayım da nasıl geçerse geçsin" dediği bir zorunluluk haline geldi. Şimdi tüm şirketlere sesleniyorum. Öğrenmek istiyoruz neden bu şansı bize vermiyorsunuz?

3-Öğrenci

Belirli aralıklarla staj yeri bulma sıkıntısı çeken biri olarak öğrendiğim önemli şeylerden birisi: kimseye güvenmemek. Yani suçun büyük kısmı öğrencide. Her zamanki gibi... Ne sana staj yeri bulacağım diyen okula, ne burada staj yapabilirsin diyen iş yerine, ne staj yeri bulmak için araştırma yapan yakın çevreye güvenme, onlardan bir şey bekleme. Sadece öğrencilik veya staj meselesi de değil, hayatın geneline baktığımızda da durum böyle. Kendi işini kendin hallet. Bunun için savaş, çabala. Kişiyi memnun edebilecek sadece kendisidir. Bu hayata herkes bireysel geldi ve öyle gidecek. Herkes kendisi için yaşar. Senin çabalarını gören var ve karşılığını verir, içini rahat tut. Fakat her şeyi başkalarından bekleyip hiç çabalamazsan bunun da bir sonucu olur, unutma!


Bu aşamalardan geçen şahsiyet olarak önce okula güvendim, sonra "beni niye almasın bu iş yerleri, alırlar ya" dedim, onlara da güvendim. Baktım olmuyor tüm tanıdığım kim varsa seferber ettim. Okula, iş yerlerine ve çevreme karşı girmemem gereken bir beklentiye girdim. Sonra işin başa düştüğünü anlayınca kolları sıvadım. Pes edecek gibi oldukça hırs yaptım. Elimden geleni yapmadan pes edersem sadece birkaç dakikalık rahatlama yaşayacaktım fakat uzun bir süre pişmanlık duyacaktım. Tüm çabaların sonucunda iki hafta gecikmeli de olsa bir yer ile anlaştım ve hafta başı başlıyorum. Bazen boşa sandığımız çabalar olmasaydı sonuca ulaşamayabilirdik.

Hayatında çabaladığın ne varsa karşılığını kat kat alman dileğiyle...


*Bir çoğumuzun lügatında stajyer, köle anlamına gelse de gerçeklik payı yok. Ayrıntılı bilgi için bknz: https://www.uludagsozluk.com/k/stajyerin-frans%C4%B1zca-k%C3%B6le-anlam%C4%B1na-gelmesi/

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder